24 Ocak 2017 Salı

Gece ve Beş Parasız...

   Merhaba,

      Öncelikle İstanbul'da oturmayanların yaşadığım anıyı okumasını tavsiye etmiyorum. Çünkü fazlasıyla İstanbul'un Metrobüs hattından bahsediyorum.

     Kitap bakmak için İstanbul-Bakırköy'e gitmiştim, akşam olduğunda geri dönerken son bi kez Aqua Florya AVM'ye uğrayıp kitap baktım. İşim bittiğinde saat 21 ve hava seyrek yağmurluydu. Bütün gün kendimi kitap bakmak için zorlayıp stresten hiç bir şey yemedim. Gelmek için indiğim yerin karşı durağına geçiceğime hangi tarafa gideceğini bilmediğimden birde açlıkla baş ağrısı, bi İETT metrobüse bindim. Şoför beye metrobüs hattına çıkmak istediğimi söyledim. Eminönü tarafında çıkar dedi. Tamam diyip kartı çıkardım. Yetersiz bakiye uyarısı verdi. Şoför boşver geç dedi fakat öyle olmaz dedim 2,5 TL'miş. 50krş Bozuğum yoktu 3 TL verdim. Keşke herkes senin gibi olsa dedi fakat ben çok bitkindim övgüyü algılayacak halim yoktu. oturdum ve Eminönü lafı beynimde döndüğüne rağmen kısa bi süre takmadım. Sonra telefonumdan navigasyona baktığımda Silivri tarafından uzaklaştığımı anca idrak ettim. Şoför beye tekrar sordum Silivri'ye gideceğim diye. Otobüsün ön tarafındaki inip-binme tarafında beklememi söyledi. Ön koltuk dolu olduğu için bende o bitkin halimle ayakta bekledim. Zaten ilk yanlız yolcuğum Temmuz 2016'da 18 yaşımda yapmıştım birde 6-7 ay sonra böyle bir şey yaşamam hafif fakat yorgunlukla karışık uykulu-şok etkisi yapmıştı. Yani ayakta duruyorum, kalbim heyecandan hafif çarpıntılı, öbür yandan da "Neyse sabahı bekler eve öyle dönerim." lafını kafamda döndürüyorum. Bir süre sonra (benim o anki heyecanımla epeyce bi zaman sonra gibi gelmişti, neyse) beni karşı taraftaki metrobüse binebileceğim bi yere bıraktı. Cevizli'ydi galiba  Yağmur Hızlanmış hava daha da soğumuş. Karşı tarafa geçtim. Bütün param 5TL geri kalan bozuk paramda 30-40 kuruştu. Telefonumun (hiçbir zaman eksik etmem) kapağındaki 20 TL'yi kartıma yatırmak istedim metrobüsün beni kabul etmemesi durumuna karşılık. O soğuk gece de çöpleri süpüren genç çöpçü belediyeci çocuğa sordum.  Gişeye yönlendirdi. O da karşıdaydı. Tekrar karşı tarafa geçtim. Malesef kapalıydı gişe mişe. Makine de yoktu. Banka kartlarım olsa ne fayda, bozuk para gerekliydi. Kendi tarafıma geçmeden hazır da karşı duraktayken orada duran seyyar çaycıya çekinerek "Bir şey isteyecektim mümkünse" dedim çaycının yanındaki duran arkadaşı "Çok şey işte, buyur." diye cevap verdi. :D Böylece 5TL'mi 1'lik yaptım. Korkmuştum zaten zayıftım.Belki bilirsiniz ne kadar tehlikeli tipleri vardır. Evsizler mi, bıçaklılar mı bilinmez.Birde İstanbul E-5 yolu, çöpçü ve bir kaç kişi haricinde kimse yok etrafta da... Fakat küçük gösterdiğimden kötü bişey de olmadı. Buna da şükür... Geri dönmek için tekrar üst geçite çıktığımda havalı durmak için açtığım montumun fermarını takıp belime kadar çektim veee tam bu sırada binmem gerektiğini tembihlediği MR20 İETT metrobüsüne de kaçırdım. Yarım saatten önce gelmezdi. Ne de olsa doğru yöndeyim diyip 30 saniye sonra gelen MR1'e bir adamla bindim.Otobüsün hemen girişindeki ışığın yüzümüze vurmasıyla adama genç olması sonucundan abi diyebileceğimi çıkardım yüzünden... Bu sefer aptallık etmeyip direk Silivri birliklerine çıkmak istediğimi söyledim. Şoför ve abi Küçükçekmece de binebileceğimi söyledi. Abiye basabileceğini rica ediyordum lafımı kesip geç dedi. Hemende de Uzağa oturmuştu, 50 kuruşum olmadığı için direk 3 TL yi hazırladım. Hemen gittim yanına uzattım, "Kaptan olmaz" diyip kabul etmedi. Öyle bişey olmaz diyip yanındaki boş koltuğa bırakıp utanarak hangi yön olacaksa olsun başka bir koltuğa kaçtım.Israrlarına rağmen kaçarken çocuk gibi "banane" dediğimi hatırlıyorum :D Otobüs boş gibiydi. O giden yönün ters koltuğuna oturmuştu bende aynı şekilde uzağına çaprazına oturdum
(bana göre ben solda çocuk sağ ilerdeki tarafta) fakat derdim çocuk değildi sadece şans eseri oldu. Çocuk 22 23 yaşlarında 1 70 1 73 siyah sakallı yanları enseyi hafif kazıtmış üst kısmı uzun siyah saçlı bi gençti. Hiç benim tarafa daha doğrusu arkasına (benim tarafa kısaca :D) dönmüyordu ve çene hareketlerinden çıkardığım kadarıyla sakız çiğniyordu. Üzerinde siyah deri ceket mont vardı arkadan omuzları genç yetişkin bir erkekte olması gerektiği gibi normal genişlikteydi fakat spor yapıyormuş gibi duran çok çok hafif geniş duran omuzları vardı. Belki deri mont veya kıyafetlerdendi. Bu arada saat 9:40 tı.. Acaba Silivri Birliğin sonucusu kaçtır diye düşünüp dalmıştım. Küçükçekmece ye yaklaşmışız. Otobüstekiler Küçükçekmece yaklaştığında uyardı "Durağın geldi"diye..Beni göremeyenler duyamayanlarda Silivri ye gidecek çocuk nerde dedi bu arada:D Burada ineceğimi söyledi herkes. Hatta bi adam karşıya geçeceksin dedi şoför kızdı hee çocuğu yanlış yönlendir diye... bende dalmışım uyuyorum tamam diyorum sorgulamadan. Aynı yöndeydik sonuç olarak  değil mi? =) Ne yapmam gerektiğini de söylediler. İndim otobüsü beklememek için arkasından geçmek üzereydim ki tam giderken biri "gel buraya" , "hey! gel buraya" diye birini çağırıyordu. "Gel buraya çocuk" diyince ben olduğumu idrak edebildim. O çocuktu! Yaptıkları için Teşekkür ettim. Yağmur çok daha hızlanmıştı. Yağmur hakkında kendisi duyacak kadar söylendi. Küfür ettiğini sanmıyorum. Hızlı yürüyordu, yetişmek zordu. Siyah rugan ve ucu sivri yada kare olmayan şık ayakkabısı, siyahımsı yada koyu mavi kotu ve elinde spor çantası vardı. Spor çantası E ile başlıyordu sanki. Fitness'a mı gidiyorsun diye sormak istedim fakat çekindim. Sesini bazen çalıştığım Silivri Tekzen'deki bir çocuğa benzetiyordum. Neyse ,
Çok kötü bi yerde kalmışsın dedi. İşte olanları anlattım.  Merakım gene ağır bastı ve abi rahatsız etmek istemem fakat yaşın kaç dedim. 24 dedi kaç gösteriyorum dedi 22 23 yaşını gösteriyorsun dedim. Peki Benim yaşım kaç diye Muhabbete sarmak isterdim fakat sıkmak istemedim ve tanımıyordum adamı fakat hâlâ onunla gidiyordum. (O gece dua ederken farkettim de aslında 19 yaşındayım! diye onun cevabından sonra cevap versem çocuk olmadığımı anlayıp yardım hakkında düşünceleri kırılırdı veya bu kadar ilgilenmezdi fakat bir yandan da sesimin hâlâ kız gibi çıkmasından ve heyecanlı ses tonumdan dolayı yeni reşit olmuş çocuk olduğumu da çoktan farketmiş olabilir di belkide otobüstekiler de bunu farkettiğine rağmen gene de yardım etmişlerdi.)  Silivri de mi oturuyorsun abi diye sordum. Amaç yaklaşım tabi... Avcılarda oturuyormuş. Belki de benim için inmişti yardım olsun diye. Silivri'yi sorduğumda Güzelsemt'e gidiyorum oranın plajı çok güzel dedi. Yani oturduğum yerleri az çok biliyordu ne hoş ki ben Güzelsemt'i bilmiyorum. Hee bu arada konuşmalarımızda kitap bakmak için geldiğimi söylediğimde Kadıköy mü dedi bende Bakırköy dediğimde anında "Beyaz Adam" diye cevap verdi. O da zamanında oradan kitap almış... Tabii Silivri'den oraya böyle olması normal dedi. O sıra ikimiz üst geçitin merdivenlerini iniyorduk. Neyse durağa geldik kısa bi süre bekledikten sonra Kıraç arabası geldi ve Allah'a emanet ol dedi. Abi dedim kolunu tuttum ve hayırdır n'oluyor dedi :) bu geceyi hiç unutmayacağım çok teşekkür ederim dedim Yav tamam yada abartma sende gibi tavır verdi galiba. Emin değilim çünkü benim için o anı anlamak otobüs sesinden dolayı çok zordu ve otobüsü de kaçırmak istemiyordu doğal olarak. İyi bir abiydi... 10-15 dakika o yağmurla karışık buz gibi olan soğukta bekledim.

  O bekleme anında aynen şöyleydi:

    Poşet tuttuğumdan dolayı ellerimde iğnelenme hissiyle beraber soğuğu kemiklerimde yaşıyordum.Yağmurdan gözlüklerimde buhar ve damlalar olmuştu. Gözlük kullananlar bilir bu durumdan dolayı gelen otobüslerin güçlü farları daha çok parlıyordu. Çoğu zaman Silivri otobüsü diye görür fakat altında ya farklı bi otobüs çıkar yada binek araç çıkardı. Sonunda Silivri birliğimi gördüm ve içimdeki otobüs yok endişesi bitti.. Gerçi bu durum o çocuktan sonra yok gibiydi.. Hemen bindim... Böylece bu gece hayatımda hiç bir zaman unutmayacağım anıyı yaşarken heyecanlı fakat sonunda tatlı bir hisle aklıma kazımış oldum.

    Çocukla yaşadığım bu anların zamanı "20 Aralık 2016 21:30" idi... Yazıyı otobüse bindiğimde o ıslak halim ve buharlı gözlüklerimle telefonumdaki not defretime yazdım. Çoğu erkeğe seks objesi olarak bakarken ilk defa bilinçli olarak o otobüsteki abilere ve o abiye, abimmiş gibi bakmıştım. Onlara hergün dua ediyorum. Her ne kadar eşcinselmişim gibi görünsem de ne bi ilişki yaşadım ne de bir aşk... Benimkisi tamamen 18 yaş altında yaşadığım ilkokuldaki yaşadıklarımı beynimden atamamın problemleri...

     Okuduğunuz için teşekkürler!!! İyi günler!
 

16 Yaşında Otobüs'te Taciz Edilme Anım!...

     Tarih 6 Mayıs 2013 ve lise 2'deyim.O zamanlar kollarımdaki tüyler hafif hafif, bacak tüylerim ise yeni yeni belirgin bir şekilde artmaya başlamıştı.Hiçbir sakal belirtisi yok, ince sesli, ince yapılır kız gibi bir şeydim. Bıyıklarım gürdü fakat kestiğimde kız kılığına girebilirdim fakat ailemden dolayı bu mümkün değildi. O gün benim için annem ve anneannem ile psikiyatriye gittik.O zamanlar ailem eşcinsel olduğumu bilmiyordu tabii. Çıktıktan sonra acilen eve gidip üstümü değiştirip, okula yetişmem gerekiyordu ve acilen otobüse bindik. Annem ve anneannem önde boş bir yere oturdu ben de arkada en köşeye oturdum. Açıkçası hayatımda ikinci defa tek başıma oturdum diyebilirim. Tek başıma yaptığım ilk yolculuk rehberlik öğretmenimi sayarsak Kasım 2013, öğretmenimi saymazsak 18 yaşında (2016) Temmuz ayındaydı. Neyse o sıra müzik dinliyordum. Hava epeyce sıcak ve güneşliydi. Yanımada yaşlı birisi oturdu ve öyle bir yaklaştı ki o dar omuzlarım feci şekilde birbirine girdi bende iyicene büzüştüm. Gazeteyi de bana da hava yapacak gibi savuruyordu bende içimden dedim ki"Yaşlıdır her halde bana da yardım etmek istedi."
Bana;

-Otobüs ne zaman kalkacak?Off çok sıcak.
-(Müziğimi kapattım) Efendim? >> Şimdi ilk cümleyi nasıl yazdınız diyorsunuz ama sonra söyleyince anladım.
-Otobüs ne zaman kalkacak?
-Birkaç dakika sonra kalkar.


      Devam ettim.Müziği açtım fakat sonra farkettim ki sanki uyuyor gibi eğildi ve dirseğini bacağıma koydu.Müzik bitti ama böyle olduğu için de açamadımda... İkide bir "Off çok sıcak." derken gazeteyi sallayıp hemen indiriyordu.Sonra farkettim bu benim bölgeme gelmeye başladı. Heyecandan kalbim güp güp atıyordu ve yüzüne bile bakamıyordum. Uyuyor gibi eğilmişti fakat sanki gözleri açıktı.ve eee haliyle de bende ereksiyona geçmemek için kendimi feci sıkıyordum, sonra bu daha da dirseği üstüne getirdi.Sonra dirseğini çekip bacağıma elini attı.Oturmadan önce ceketini çıkarmıştı ve o ceketi de öne kapatacak şekilde koydu ve yine "Off çok sıcak." dedi. Ardından okşamaya, sıvazlamaya başladı, tahrik olmaya başladım ve ereksiyona geçtim. Yarrağımda resmen kalp atıyordu. Çok heyecanlanmadıkça olmayan bir şeydi haliyle evde olacak bir durum değildi. İlkokulda arkadaşımla oynaştığımda bu olurdu. Bu arada böyle devam ederken bende utangaçlığımdan hiçbir kelime edemedim. Şimdi de külodumdan çıkarmaya çalışıyormuş gibi çekiyordu, sonrada fermuarımı açmaya başladı ve ben sessizcene kafamı döndürdüm ve ona baktım. Oda yüz ifadesini hiç bozmayacak şekilde önüne bakarken farketti ve açmaya çalışmadı. Tekrar elini attı bacağıma devam etti okşamaya. Bu sefer elimi alıp önüne attı ve ben de 1-2 dakika hiç birşey yapmadım heyecandan, zaten tiksinmiştim saçları beyaz bir yaşlının sidikli sikini tutamazdım. Aynen bu şekilde düşünmüştüm tabii genç biri olsa boşaltırdım bile. Ben bunları düşünürken pantolon üzerinden o sıvazlattı kendi şeyini... Bir süre sonra elimi tutup çekti ve elimi götüne götürdü.Bileğimden sıkıca tutmuş göt yanağını okşattırıyordu. Ben utangaçlığımdan daha çok korktum ve  içimden "Acaba hırsız mı ne?" dedim. Bu moruk ardından benimkisini okşamaya devam etti ve bu arada onun elini çekmesinden faydalanıp sağ kolumun dirseği ile hala ereksiyon halindeki şeyimi kapattım. Tabikide ereksiyondan çıktı. Telefonu her zaman sol elimle tutardım ve sol cam tarafta oturduğum için kolumu çıkarmam daha önceden imkansızdı.Zaten oda benden bir önceki durakta inmeyi hazırlanıyordu bende bunu farkettim ve ona birşey söylemek istedim. (Başka birisine bunu yapmayın gibi..) ama inmeye başlayınca ona tıkladım ve oda (Hayır yaparken kaşlarımızı kaldırırız ya) o şekilde bana baktı ve gözlerinde de sanki herkesin içinde ona bir şey söyleyecekmişim gibi korku hissetmiş bir yüz ifadesi vardı ve kendi durağımda ailemi "o" ellerle tutarak eve gittim. Benim için böyle bir şey ilkti ve aşırı korkmuştum, dilim tutulmuştu. Her yerim titriyor ve o sıcağın ortasında heyecandan üşümeye başlamıştım. Bir gay olarak beni bulması güzeldi fakat dedem yaşına yakın biri tarafından bunu yaşamak... İğrençti... Bu durumu yaşadıktan sonra aileme söylemezdim fakat o şok ifade suratıma vurmuş ki annem hemen sordu otobüste bir şeyler mi oldu diye. Onlara anlatamazdım zaten dışarı salmıyorlardı, bir de evde de rahat bırakmazlardı. Hemen Forum Donanım Haber'e girip yazıyı yazdım o gün. İnsanların anında cevap vererek yazı yazması beni bi nebze de olsa rahatlattı. O gün yaşadıklarımı okulda anlattım herkes çok fena güldü. Açıkçası arkadaşlarımın yanında olduğum için şoktan çıkmıştım. Bende rahatladım ve güldüm. Eğer sizde taciz gibi bi durum yaşarsanız o anın etkisiyle şoka girmeyin direk "Sapık var." diye bağırın. Yaşınız kaç olursa olsun. Erkek veya kadın, 20-30-40 yaş olun farketmez... "Sapık var." diye bağırmak sizi tanımadığınız ya da tanımadığınız insanların yanında sizi küçük düşürmez. Böyle bir yaşamaktansa hiç yaşamamanız daha iyi... İyi günler veya geceler! 

7 Temmuz 2016 Perşembe

İlk Seks Deneyimim!

Uzun süreden sonra tekrar merhaba blog okurlarım!

Ben Silivri/İstanbul'dan Serdar. Şuan 18 yaşındayım. Kız gibi sütun bacaklı, ince yapılı eşcinselim. Güvenlik açısından yaşadığım olayı sahte isimlerle anlatacağım. Size anlatacağım bu hikaye çocukluğuma kadar uzanan bi olay.

 İlkokulda bir arkadaşımla derste gizlice el şakalarıyla başladı bu olay. Lise'ye başlamamızla okullarımız ayrıldı fakat Lise 2'de okuduğum okula transfer olmuştu. 16 yaşına gelmiştik. Aynı çocuktu fakat görüntü aynı değildi. İsmi Emre 1,70 boyunda esmer dikik saçlı, vücut geliştirmeye gittiği için üst kısmı hafif iri, kolları kaslı bi çocuk. Ne şanstır ki benimle aynı bölümde üstüne üstelik aynı sınıftaydı. Beni tanıdığı için yanıma oturdu. İlk haftalar olduğu için dersler başlamamıştı. Bana neler olduğu anlatıyor, vücuduyla kasılıyordu. Ben ise her defasında ereksiyonda olup, üzerine atlamamak için zor tutuyordum. İlk hareketin ondan gelmesini bekliyordum. Dayanamayıp çocukluğumuzdaki gibi gizli gizli elleşmeye çalıştım, ilk zamanlar tepki vermedi. Fakat sonra hocadan izin alıp W.C.'ye gitti bende arkasından gittim. Yürüyemiyordum bile üstelik yakalanabilirdikte fakat ne olacaksa bir an evvel olsun istiyordum. W.C.'nin kapısını açtığımda biri birden bana sarılıp dudaklarıma yapıştı, onun olduğunu kırmızı ateş içindeki dudaklarından anlamıştım. Hayalimdeki o dudaklara o yüze şimdi burun burunaydım. Yüzümü, vücudumu duvara doğru yapıştırıp arkamdan yaslandı. Utandığımdan dolayı hiçbir şey yapamıyordum. Yarrağını götüme sürtüyordu. Herşey harikaydı fakat yakalanabileceğimizi söyledim ve belki bi dahaki sefer olmaz diye dışarıdan çadır kurmuş apacık belli olan yarağına pantolonun üzerinden dokundum. Yaşına göre aşırı kalın ve uzundu. Benimkisi o zamanlar sadece normal kalınlıkta 13 cm bir şeydi. Derse geri gittik, çıkışa kadar elleştik.


Okul çıkışında evin boş olduğunu annesinin pazara çıktığını saat 5'ten önce geri dönmeyeceğini söyledi. Daha öğlendi, bende tamam dedim ve evine doğru yol aldık. Yürüyemiyordum, ayaklarım tutmuyordu fakat bi yandan da korkuyordum. Ya annesi gelirse ya canım yanarsa diye... Çünkü yarağı çok büyüktü. Evine gelmiştik sonunda. Evde biri var mı diye seslendikten sonra çantalarımızı atıp öpüşmeye başladık hem de ne öpüşme. Okuldaki meğersem hiçbir şeymiş...  Dudaklarımı koparırcasına emiyor, duvarda beni sıkıştırıyordu. Yaraklarımızı pantolon üzerinden sürtüştürüyorduk. El ele tutuşarak odasına gittik, soyunduk. Off, o ne vücuttu. Azcık kaslanmış göğüsler, geniş omuzlar, kaslanmış kollar, kıllanmaya başlamış bi vücut. Sadece baksırlarımızla kalmıştık. Beni yüzüstü yatağa fırlattı üstüme çıktı. "Seni yıllardır sikmek istiyorum, bugün sikeceğim." dedi, ben de "Senin yıllardır hayalini kuruyorum, senin olmak istiyorum." dedim. Baksırlarımızı attık, ne göreyim. Sanki karşımda yetişkin vardı. "Kaç cm bu?" diye sorduğum da "17cm" dedi. Tüyleri kısa havaya kalkmış 17cm yarrak. Bana "Yalasana" dedi, iğrenç bi fikir gibi geldi fakat kırmamak için önüne eğildim başladım emmeye, yalamaya. "Harikasın!" diyip daha çok bastırıyor boğazıma kadar zorluyordu, kusacak gibi oluyor fakat hoşuma gidiyordu. Dayanamayıp uzun uzun hiç olmadığım kadar zevk alarak boşaldım.   O sırada birden sonuna kadar bastırıp boğazımdan aşağıya başladı boşalmaya, tadı iğrençti, onu çok seviyordum o yüzden tereddüt etmeden yuttum. İkimizde hevesimizi alamamıştık. Beni köpek pozisyonunda yatağa domalttı ve parmaklamaya başladı. Biraz canım yanıyordu, yalamasını istedim. İlk kabul etmedi fakat sonra etti. Çok güzel yapıyordu, dil darbeleri atıyor, daire çiziyor, bazen içeri doğru dilini ittiriyor, bazen parmak atıyordu, farkında değilim ahhlıyormuşum. "Hoşuna gidiyor mu?" diye sordu, ben de "Emre, durma devam et!" diye sayıklıyordum. Dayanamayıp gene uzun uzun boşaldım. Zevkten domalma pozisyonda bacaklarımı zor tutuyordum. Kalkıp yarağını götüme dayadı, ne kadar zorlasada canım yanıyordu hiç bir ilerleme olmuyordu. "Bu böyle olmaz, pornolardaki gibi bir krem gibi bir şey lazım" dedim. "Bir dakika" diyip gitti. O 1 dakika bana 10 dakika gibiydi.


Çaybardağıyla geri geldi. "Bu ne Emre?" diye sorduğum da  "Zeytinyağı, hiç yoktan iyidir." dedi. Birazcık götümün deliğine ve parmaklayarak içine sürdü. Bende onun yarağına 31 çeker gibi sürdüm, yaladım. "Zeytinyağlı yarak" diyip gülüştük. Beni elleriyle domaltıp götüme yarrağını dayadı. Birazcık bastırmasıyla Coppp!! diye başı götüme girdi. Canım çok yanmıştı. "Aaahhhhh!!" diye bağırdım. Ağzımı eliyle kapadı ve birden tamamen yüklendi. Ağlamaya başladım, kesin götüm yırtılmıştı. Canım çok yanıyordu bacaklarımı tutamadım yatağa yayıldım. Dur demek istedim ama eliyle kapatıyordu. Isırdım "biraz bekle!" dedim. Beklerken terlemiş vücudunu, kaslı kollarını sırtımda hissettim. Bunlar acımı yatıştırıyordu. "Devam edeyim mi?" diye sordu. "Evet, ama yavaş!" diye tembihledim. Kafasını çıkarmadan başına kadar getirip yavaşça tamamını sokuyor, taşaklarını sokacak kadar bastırıyor, içimde sürtüyordu. Emre'nin yıllardan sonra içimde oluşu acıdan çok zevk almamı sağlıyordu. Bende yavaş yavaş ona ayak uydurmaya başladım, hızlanmaya başladı. Çok hızlı köklemeye başladı, çok seri git gel yapıyordu. Ahhlayıp, ohhluyordum. Hızlı sıcak nefes alıp verişini kulağımda hissediyordum. Erkeğimin yeni kalınlaşan sesiyle güzel sözler söylüyor, inliyordu. Onun o yeni kalınlaşan sesiyle inlemesi beni acayip tahrik ediyordu. 15 dakika boyunca o pozisyonda soluk almadan sikmeye devam etti. Ter içinde kalmıştık. Üstümde olduğu için 31 çekemiyordum, bağıra bağıra işer gibi boşalmaya başladım. "Bende geliyorum!!!" diyerek vücudunu daha çok bana kenetleyip götümün en derinliklerine şelale gibi boşalmaya başladı, volkan gibi sıcaktı, tüm kasılışını hissediyordum. Acıma merhem olmuştu. İkimiz de bitmiştik.


Kulağıma sıcak nefesiyle soluk soluğa  fısıldayarak "Seni seviyorum aşkım, bu ilkimdi" dedi. Ben "Hep bu anı bekledim, sende benim ilkimsin, seni bırakmayacağım, bende seni seviyorum" dedim. İçimden çıktığında dölle karışık kan çıktı. Banyoya gidip beraber yıkandık, bir kere de orada sikiştik. Baksırlarımızı değiş-tokuş yaptık günün hatırası olarak. Onu o an giymek onun yarağını vücudumda hissiveriyordu. Öpüştük, kapıdan çıkarken merdivenden annesi geliyordu. O günden sonra derste, evde, tuvalette mümkün oldukça her yerde seviştik, sikiştik. Bu arada artık bende onu sikiyordum. Şimdi 18 yaşındayız ve lise bitti. Farklı üniversitelerde okuduğumuz için yüz yüze görüşemiyoruz. Sadece o baksır ve anılarım beni birazcık tatmin ediyor. Onu çok özlüyorum.

Bir daha ki sefere onun benimle yaşadığı ilk anal deneyimini anlatabilirim. Umarım sizde sevdiğiniz insanla bunları yaşama fırsatınız olur. Hepinizi yarağınızdan, amınızdan öperim.

Serdar

NOT: Arkadaşlar bu benim hikayemdi. İsterdim ki gerçek olsun fakat malesef değil. En sevdiğim ilkokul arkadaşımı düşündüm bunu yazarken. İsimler haricinde sadece tuvalette elleşme kısmına kadar doğruydu. Dilerdim ki devamı da doğru olsun... O şahıs bende yarım kalan bir tat. İsmi Emre değil ama anlattığım gibi...

Her şey dilediğiniz gibi olsun. Sağlıcakla!

12 Mayıs 2015 Salı

18 Yaşı Altında Yaşadığım Cinsel Olaylar III...

Merhaba,

Ortaokuldaki farklı bir şahıs ile yaşadığım olayları anlatıyorum. Bu sefer ki esmer ve kumral arasında bir çocuktu.

7. sınıfta (12-13 yaş) ona bir şekilde mesaj yapmaya başlamıştım. Beden derslerinde her çocuk gibi olmazdı genellikle din dersinde falan yapardım. Maksat para alacaktım ama alamadım tabii. Para karşılığı yapıyordum ama alamadım dediğim gibi. Kollarına masaj yaparken bilerek dirseğim ile şeyine bastırırdım. Orada bir yumuşak güzel bir sosis hissederdim. Sonra bir kere şu lafı söyledi bana "Ulan bi beden dersi tamamen soyunup sana masaj yaptırmak lazım.", gülmüştüm :) Bir ders gene masaj yaparken bu sefer benim malum istediği yere masaj yapmamı istedi ve zaten değiyorsun demişti. Anladığını görünce şaşırmıştım. Benim için erkekler duygusuz farkında olmaz derdim fakat farkındaymış. Sonra okşamaya başladım tabii bunların hepsi pantolon üstünde oluyor. Parmaklarımla sıkıyordum sanki omuza masaj yapar gibi. Sonra birazcık şertleşince karete şeklinde masaj yapmaya başladım. Çok hoşuna gidiyor fakat bana masturbasyon hareketini gösterip duruyordu. Ben ne olduğunu bilmezdim. Yapamazdım kendi masaj türüme devam ederdim. Bi kere boş derste bi kaç kişi grupça malum yerimizdeki kıl karşılaştırması yapıyordu. Sadece bizimki pantolonu biraz eğerek göstermişti ve ben bakmaya çalışırken geç kalmıştım. Grup eh normal demişti. Çok büyük hayal kırıklığı idi. Bir keresinde o gruba dedi "Şafak çok güzel masaj yapıyor." Sınıfın spastiği ve çok çok büyük olaylar yaşadığım çocuk (IV. konumda anlatacağım eminim en iyi yazım olacak) gülerek sırıta sırıta "Bilerek tutmak için yapıyorsun değil mi ibne?" dedi. Kaldım öyle. Başka bir gün ben arkamı döndüğüm de farkettim şuan ki konudaki çocuk ile sınıfımızın kasıntısı penis karşılaştırması yapıyor. Kasıntı şeyini tutturdu ve bizim ki:

-Ama pantolon var o yüzden bu kadar kalın.
-Pantolon incecik şey saçmalama..

Harbi tuttuğunda baktım çok kalın duruyordu. Off off nasıl içim gitmişti diğerine tut dediğinde kasıntı tutmamıştı. Pff. Sene bittiğinde 8. sınıfa (13-14 yaş) geldiğimiz de bizim çocuğa gelmiştim ama tepki yoktu. İş bitmişti. Beden dersinde iç çamaşırını düzeltirken sanki az bir şey görmüştüm ama hatırlamıyorum. Çocuk soyunurken bi derste benimkisi 18 cm demişti. Başka bir çocuk (onunla da biraz bir şeyler yaşadım.) benimkisi bile 15 cm seninkisi nasıl 18 cm olur demişti. X'inkisi (şu bizim uzun boylu çocuk 2. yazıma bakın.) 18 cm seninkisi olamaz dedi. Bizim esmer çocuk inanmazsan inanma 18 cm dedi. Off off. Çocuk çok güzel ama yapılacak bir şey yok...

11 Mayıs 2015 Pazartesi

Bakın Bir Eşcinsel Türkiye’de Neler Yaşar...



1- Öncelikle şu konuda uzlaşalım. Eşcinsellik bir seçim ya da tercih değil. Tıpkı göz renginiz gibi, doğuştan gelir. (Bir yazımda bunun tam tersini iddia etmiştim. Ne bileyim bu da mantıklı geliyor o da...)

2- 5-6 yaşınızda bunu fark edersiniz ama kimseyle paylaşamaz, hatta kendinize bile itiraf edemezsiniz.3- Daha o yaşlarda, büyük bir suç işlemişçesine utanç ve korku duyarsınız.

4- Feminen hareketleriniz varsa, okul hayatı sizin için tam bir işkence olacaktır. Yaşınız ilerledikçe, bu eziyetin sizin yüzünüze karşı yapılan dozu azalacak ancak arkanızdan yine dedikodunuzu yapmaya devam edecekler. Siz de üzülmeye...5- Ama an gelip alışacaksınız, kimseyi takmamaya başlayacaksınız.

6- Aileniz de bu arada sizi sürekli deneyecek, sorgulayacak ve dikizleyecek! Ortalıkta bırakılan rujlara, topuklu ayakkabılara ilgi gösterip göstermeyeceğiniz, gizli bir göz tarafından sürekli izlenecek. Sürekli utanç dolu sorulara cevap vermek zorunda kalacaksınız.7- Topluluk içinde televizyon seyrederken, ekrana bir eşcinsel çıktığında, etraftan gelen tepkiler, sanki size söyleniyormuşçasına yüzünüzü kızartacak. Bir an önce o ortamdan kaçmak isteyeceksiniz.

8- Okul ve mahalle arkadaşlarınız size lakaplar takacak. “Kız, kırık, top, yuvarlak, tekerlek” gibi. Onlar sizi dışlayacak, siz de defalarca ağlayacaksınız.9- Herkes sizi, “içine kapanık, sessiz, uslu” olarak nitelendirecek, oysa sizin bir şeyleri gizleme çabasında olduğunuzu kimse fark etmeyecek.

10- Ergenlikle birlikte, sorunlarınız daha da büyüyecek. Her genç gibi. Artık önünüzde keşfedilecek bambaşka dünyalar olacak. Yalnız olmadığınızı, sizin gibilerin de varlığını ve kendilerini gizlediklerini fark edeceksiniz. “Demek ki, yalnız değilmişim!” diyerek, bir süreliğine rahatlayacaksınız.11- Amaaaa zaman gelecek, gizlenebilmek çok daha zor olacak. Zorluktan da öte, artık ağır gelmeye başlayacak. Önce, kendinizi kendinize karşı aklamakla uğraşacak sonra kendinizi kabullenme sürecine gireceksiniz. Kabullenebilirseniz şanslısınız, artık gizli bile olsa bir kimliğiniz var demektir.

12- Ne kadar baskılamaya çalışsanız da, cinsel dürtüleriniz ortaya çıkmaya başlayacak. Rüyanızda öpüştüğünüz bir kadın değil, bir erkek olacak mesela. 13- İçinizde birtakım şeyler çığ gibi büyümeye başlayacak, artık paylaşıp rahatlamak isteyeceksiniz. İnternetiniz varsa ve şanslıysanız, kimliğinizi gizleyerek, birileriyle yazışacaksınız. Onlar sizi bir miktar rahatlatacak ancak bu defa da korkularınızı artmaya başlayacak.

14- Ne var ki gerçek hayatta size, komedi dizilerindeki gay karakterlere davranıldığı gibi davranılmayacak! Taciz edilecek, dışlanacak, tehdit edilecek, hatta dayak bile yiyeceksiniz.15- Ergenlik bitimiyle birlikte ilk cinsel deneyiminizi yaşayacaksınız. Belki daha erken belki daha geç. Âşık olduğunuzu sanacaksınız. Hayatınız “O” olacak birden. Fakat o günün birinde, sizi hiç hesaba bile katmadan çekip gidecek. Mahvolacaksınız. Çok geçmeden hayatınıza başka biri girecek, tekrar tekrar kalbiniz kırılacak. O kadar ki, artık kırılabilecek kadar büyük parça dahi kalmayacak. Taş kalpli olup siz de başkalarını kırmaya başlayacaksınız.

16- Eşcinsel mekânları keşfedecek, yeni arkadaşlar edineceksiniz. O kadar çok arkadaşınız olacak ki, kendinizi ünlü zannedeceksiniz. Bir nevi geçmiş yılların hıncını alacaksınız bu dönemde. Herkes peşinizden koşacak. Sonra çoğunun boş olduğunu fark edip, daha çok acı çekeceksiniz.17- Hayatın hiçbir şeyi karşılıksız vermediğini, tattığınız mutluluk kadar acı çektiğinizi bilecek, mutlu olduğunuz anlarda bile korkup üzüleceksiniz.

18- Artık arkadaşlarınıza gay olduğunuzu söylemekte bir mahzur görmeyeceksiniz. Şaşıranlar olsa dahi, genelde olumlu tepkiler alacaksanız. Destekleyecekler sizi.19- Artık insanlara kendinizi kabul ettirmeye çalışmayacaksınız, sizi kabul eden insanları hayatınıza alacaksınız.

20- Hayata farklı bir pencereden bakacaksınız. Cinsiyetsiz, kimliksiz tamamen özgürce. 21- Derken, önünüze evlilik ve askerlik gibi iki önemli kâbus çıkacak.

22- Askerlik yapmayı tercih ederseniz, taaa en başa dönüp, okul çağlarındaki gibi dışlanmaları, baskıları göze alacaksınız demektir. Ya da eşcinsel olduğunuzu açıklayacak, bunu kanıtlayacak ve duvarınıza asabileceğiniz pembe bir tezkereye sahip olacaksınız. Bu süreçte tahmin edemeyeceğiniz kadar aşağılanacaksınız. Eşcinselliğiniz, geri dönülmez bir şekilde belgelenmiş olacak artık. Kendinizi küçük düşmüş, fişlenmiş ve sanki ikinci sınıfmışsınız gibi hissedeceksiniz.23- Diyelim askerliğinizi yaptınız, bu defa da ailenizin “Hadi artık evlen!” baskıları artacak. Önünüzde üç seçenek olacak: A-) Evlenmeyi reddedip, ailenize gay olduğunuzu açıklayacaksınız. B-) Evlenmeyip durumu idare edeceksiniz. Yani gay olduğunuzu gizleyeceksiniz. Ama bu sefer de, “Neden evlenmiyorsun?” baskılarıyla baş etmeyi göze alacaksınız. C-) Hem kendinizi hem karşınızdakini mahvedecek, evleneceksiniz. Ailenizi mutlu edeceksiniz ama boynunuza bir ip takıp, kendinizi asmış olacaksınız.

24- Bunca şeye rağmen eşcinsel olmak, gerçekten bambaşka bir bakış açısı kazandırır size. Ne erkek ne kadın gibi bakarsınız hayata. Kadınların şefkatini, duygusallığını, mantığını, anaçlığını, erkeklerin gücünü, özgürlüğünü alır, farklı bir karışım olursunuz. Özendirmiyorum, sadece kendi fikrimi, yaşadığımı söylüyorum. Lütfen kimse bu yazıyı okuyarak eşcinsel olmasın!25- Ve unutmayın herkesin, hepimizin çevresinde eşcinseller var. Çocuklarınızın da eşcinsel doğmayacağını garanti edemezsiniz. Sevmeseniz de yargılamayın...


Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/18855214.asp

18 Yaşı Altında Yaşadığım Cinsel Olaylar II...

Başka bir yazımla tekrar merhaba. Size böyle her yazımda bir şeyler anlatıyorum fakat inandırıcı gelmeyebilir. Sonuç olarak seks hikayeleri alıp başını gitmiş durumda fakat gerçekler ve işin en güzeli de ilk anlattığıma göre bunların daha güzel olması...

Bu anlatacağım olaylar ortaokulda yaşadığım olaylar. İçindeki bütün isimleri değiştirdim tabii kide..Birde her konuda farklı biriyle yaşadığım tüm olayları anlatacağım. Bu sefer ki uzun boylu bir çocuk. İnce uzun olduğu için biraz sıska duruyor. Sarışın bildiğin sapsarı... Normal kalınlıkta bayağı bir uzun penisi var.

Okul öncesi çocukluğumda oldum olası o küçücük bücür halimle (gerçi hala fark yok ama neyse) erkeklerin hep o güzelim yerine bakardım. Ansiklopedileri gizlice açıp çıplak erkek resimlerine bakardım. 7. sınıfa (12-13 yaş) gelince eşcinsel olduğumu anladım.

Okul çağım boyunca soyunma derslerinde soyunmaktan utandığım için soyunmazdım. Pantolonumun içine eşofman giymeme de ailem izin vermezdi. Bu yüzden çoğu zaman erkeklerin giyinmesi bekler ondan sonra giyinirdim. Tabii bu kısmı boş geçirmezdim. Sınıfımın erkeklerini dikizler iç çamaşırları ile kasılmalarını izlerdim. Hatırlarım ki arkadaşımın dediği şu cümleyi hiç unutmam "Dün bi boşaldım şelale gibi aktı.".. Ya da şu korkunç anı, sınıfımızdaki erkeklerden birinin (boyu o zaman daha 1.75'ti...) gelip zorla penisimi görme çabasını... "Yaşasın bee herkesinkisini gördüm.." Ne utanç vericiydi fakat en güzel kısmı. O gün (5-6. sınıf 11-12 yaş) ilk defa babamın haricindeki birinin penisi görmüştüm. O uzun boylu çocuk gelip başka bir arkadaşımın önünde penisini sallamıştı. Çok büyüktü ve yarı sertleşmişti. O kadar güzeldi ki.. O arkadaş daha sonra her beden dersinde açmıştı o güzelim şeyini. Sınıfta kaşarımsı bir sarışın kız gene mi açtı şeyini derdi kokusunu alırdı yarağın...Açın camları derdi... Neyse..Başka bir beden dersinde bir keresinde herkesin üstüne yürüyordu ve kim dokunmak ister diyordu, "BENNN" diye bağırmak istiyordum ama sadece içimde kalıyordu bu istek... Her desten çıkışında pantolununu alır , koklar , üstüme değdirirdim. Bir defasında (5-6. sınıf 11 -12 yaş) beden dersi sonunda "Ben 31 çekicem." deyip perdenin etrafında dönüp tüm sınıf sonraki derse hazırlanırken o gizlice 31 çekmişti. Daha masturbasyonun ne olduğunu bile bilmiyordum. Sadece büyük bir merakla orada ne yaptığını merak ediyor ve ayrıyetten sınıf anlamasın diye her beden dersinde gizlice dikizlemem gene aynısını yapıyordum. Gene 6. sınıfta (12 yaş) fen ve teknoloji kursunda o arkadaş dersin ortasında



böyle bir sınıfta penisini açmıştı(ben sonra öğrendim). Alta göz işareti yapıp duruyordu. Arkadaşlarım bakıp bakıp şaşırıyordu. Bende baktığımda o kocaman penisi gördüm sertleşmemiş fakat her zaman ki gibi büyüktü. Bu bahsettiğim penis inanın rahat bi 16-18 cm ederdi.Zaten ondan sonra ince uzun onların normal-uzun, ince-uzun penisleri olduğuna kanaat getirdim. Tabii doğru mudur bilemem neyse konuyu saptırmayayım. Sınıfta kızlar olduğuna rağmen açmıştı. Üstelik bir de ders ortasında. O zamanlar telefonlar daha yeni yeni dijitaldi ve kursta getirmek serbesti. O şahıs diğer erkeklere fotoğraflar mı videolar mı ne gösteriyordu bana göstermiyordu. Her zaman ki gibi "sen kızsın olmaz, sen küçüksün olmaz" diyordu. Gerçi ikide bir şeyini görüyordum ya neyse..  7. sınıf geldiğinde o çocuk beden dersinde açmayı bırakmıştı her hafta ümitle birinin açmasını bekliyordum. 7. sınıf (12-13 yaş) bir derste başka bir çocukla Türkçe dersinde bir şeyler yapıp duruyorlardı, sonra öğrendim diğer çocuktan şeyi sıkışmış kalemle kurtarmışlar. :) Keşke bende kurtarsaydım. Ahh ahh... 8. sınıfta (13-14 yaş) tuhaf bir şekilde şişko kel herifin uykulu bir şekilde matematik dersi anlatması beni erekte yapmıştı. Ne tuhaftır o uzun boylu da başka bir uzun çocukla arkada birbirlerini okşamışlar. Sınıftaki biri demişti "Hocadan zevk mi aldın?" Ne tuhaftı aynı derste erekte olmamız... Başka bir şahısı sonra anlatırım.

18 Yaşı Altında Yaşadığım Cinsel Olaylar...



Yıl 2012 Lise 2'nin 2. Dönemi Yazın yaklaştığını hissettiren güneşle beraber bir gün...


Annem ve anneanemle birlikte okula yetişmem gerekiyordu ve acilen otobüse binmiştik.Arkada en köşeye oturdum ve müzik dinliyordum yanıma da yaşlı birisi oturdu ve öyle bir yaklaştı ki o daracık omuzlarım feci şekilde birbirine girdi (ki yanıma biri geldiğinde sapık damgası yememek için her şekilde büzüşürüm) bende iyicene büzüşmüştüm.Gazeteyi de bana da hava yapacak gibi savuruyordu bende içimden dedim ki "Yaşlıdır her halde bana da yardım etmek istedi."


Bana;

-Otobüs ne zaman kalkacak? Off çok sıcak.

-(Müziğimi kapattım) Efendim? >> Şimdi ilk cümleyi nasıl yazdınız diyorsunuz ama sonra söyleyince anladım.

-Otobüs ne zaman kalkacak?

-Birkaç dakika sonra kalkar.


Devam ettim.Müziği açtım fakat sonra farkettim ki sanki uyuyor gibi eğildi ve dirseğini bacağıma koydu.(Müzik bitti ama böyle olduğu için açamadım.)İkide bir "Off çok sıcak." derken gazeteyi sallayıp hemen inidiriyordu.Sonra farkettim bu benim bölgeme gelmeye başladı.Uyuyor gibi eğilmişti ama sanki gözleri açıktı ve eee haliyle de bende ereksiyona geçmemek için kendimi feci sıkıyordum, sonra bu daha dirseği üstüne getirdi.Sonra dirseğini çekip elini attı bacağıma sonra (oturmadan önce ceketini çıkarmıştı) ceketi öne kapatacak şekilde koydu ve yine "Off çok sıcak." dedi.Ve okşamaya, sıvazlamaya başladı, tahrik olmaya başladım böyle devam etti bende utangaçlığımdan hiçbir kelime edemedim. IETT otobüsünde taciz ediliyordum. Birde kilotumdan çıkarmaya çalışıyormuş gibi birde çekiyordu, sonrada fermuarımı açmaya başladı ve ben sessizcene kafamı döndürdüm ona baktım oda dik bir şekilde önüne bakarken farketti ve açmaya çalışmadı tekrar elini attı bacağıma devam etti okşamaya bu sefer elimi alıp önüne attı ve ben 1-2 dakika hiç birşey yapmadım o sıvazlattı kendi şeyini (tabi pantolon üzerinden) ve sonra elimi çekti ve elimi tuttu sonrada elimi bırakıp arkasına götürmeye çalışmaya götürüyormuş gibi yaptı ama ben utangaçlığımdan daha çok korktum ve acaba hırsız mı ne dedim içimden.Sonra benimkisini okşamaya devam etti sonra ben o elini çekmesinden faydalanıp (sol elimde telefon var bindiğimden beri.) sağ elimin dirseği ile hala ereksiyon halindeki şeyimi kapattım tabikide ereksiyondan çıktı. Zaten oda benden bir önceki durakta inmeyi hazırlanıyordu bunu farkettim ve ona birşey söylemek istiyordum (Başka birisine bunu yapmayın gibi..) ama inmeye başlayınca ona tıkladım ve oda (Hayır yaparken kaşlarımızı kaldırırız ya) o şekilde bana baktı ve gözlerinde de sanki herkesin içinde ona birşey söyleyecekmişim gibi bir korku hissetmiş bir yüz ifadesi vardı ve koşa koşa çıktı. O durumla okula bırakıldıktan sonra okulda donuk bir gün geçirip. Bir forumdan yardım istedim. İşin komik tarafı o kadar çok etkilenmişim ki annem otobüste bir şey mi oldu demişti. Hatırlıyorum ki bir ara otobüste bunlar yaşanırken kafamı kaldırıp etraf görüyor mu diye? Aslında mutlu olmam gerekirdi bir p*nise hasret kalanlardandım fakat böyle yaşlı bir sapık amca hiç iyi olmamıştı. Onun yerine hayalimdeki erkek hareminden biri olamaz mıydı?


Aslında bir kaç tane daha var, onları da yazmayı düşünüyorum fakat utanma duygusu yüzünden çekiniyorum... Bunu daha önce bir forumda paylaştığım için kötü hissetmiyorum.